5 Temmuz 2011 Salı

Taşındık

http://icibosgunce.blogspot.com/

Batık

Sonbaharı olmayan kentte
Sonbaharda güneyden doğdu güneş
Ve Ege'yi ısıttı ilk ışıklarında.
Öyle alıştık ki sıcağına
Bizi üşütmez dedik
Güz olmayacak sandık bu yıl
Ama kül yağdı gökyüzünden
Kar taneleri kadar beyaz
Çok geçmeden anladık ki
Güneyden doğarsa güneş
Karadeniz'de batarmış bir gün.

16 Mart 2011 Çarşamba

Birbirinden çok farklı iki hayatın kesiştiği kavşaktayiz bu gece.
Yol kenarında iş bekleyen orospular misali, sabırsızım yine..
Soğuktan titriyorum belli belirsiz.
Üzerimde yazlık bir gömlek, bozkır kışında yürüyorum..
Hiç olmadığı kadar yakıştı bu gece giydiklerim.
Ama hiç olmadığı kadar da üşüyorum senin yanında.
Soğuk, yalnızca bir araç titriyor olmamda halbuki.
Asıl sebep; yanımda, sadece suretinin olması.
Kabullenemiyorum.
Soğuktan titriyor olmayı yediremiyorum,
yalnızca suretin olsa bile yanımda.
Usul usul yok olduğun geliyor aklıma hafızamdan.
Titriyor olmam, ondanmış gibi geliyor.
Sonra ayılıyorum bir an,
kış uykusundan uyanmış gibi,
beynim soğuktan donmuş gibi.
Anımsıyorum sevgilim,
elim bir trafik kazası sonucu seni kaybettiğimi.
Duygularımızın zincirleme birbirine girdiği o tem otoyolunda,
o kıyamet habercisi yerde,
seni kaybettiğimi hatırlıyorum.
O cehennem yeşili gözlerinde hissettiğim korkuyu hatırlıyorum.
Korkuyu ve nefreti.
Kaza sonrası,
üzerimde yazlık bir gömlek,
kavşakta yürürken buluyorum kendimi..
Gerisini zaten biliyorsun ya..

15 Şubat 2011 Salı

Aşk kelimesinin ikimizin bünyesindeki anlamları çok farklı. Bir gün 'büyüdüğünde' umarım aşık olursun, ki benim neler hissettiğimi anlayabilesin..

14 Şubat 2011 Pazartesi

'Acımak!' Diye bağırdı. 'Bana ne diye acınsın! Diyorsun ki: 'sana ne diye acısınlar?' evet!.. Bana acımak için bir neden yok! Acımak ne, çarmıha germek gerek beni! Çarmıha ger onu ey büyük yargıç, çarmıha her ve sonra acı! O zaman çarmıha gerilmek için kendi ayaklarımla gelirim sana, çünkü ben sevinçlere değil, aşağılanmalara ve gözyaşlarına susamış bir insanım!... Ve sen, içki satıcısı, senin şu şişen bana zevk mi veriyor sanıyorsun? Ben bu şişenin dibinde aşağılanmayı aradım, aşağılanmayı ve gözyaşını... Buldum da aradığımı, buldum ve tattım... Acımak!... Bize ancak, herkese acıyan acıyabilir, herkesi ve her şeyi anlayan.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Rüya

Gözlerini tüm çıplaklığıyla gördüğüm rüyamda; gerçeklik ile rüya arasında kaldım. Hissettiklerim gerçek, gördüklerim soyuttu. Halbuki aslında tam tersi olan bir dünyada yaşıyoruz. Gördüklerimiz gerçek, hissettiklerimiz soyut burada. Rüyada kalmış olmayı dilerdim.

5 Şubat 2011 Cumartesi

eh.. gecenin bu saati olmuş -ki sabahın desek daha doğru sanırım.. güneş doğdu lan!-, cem adrian dinlemişim. bir şeyler yazmak gerekliliği de depreşmiş içimde. o zaman ben yazarım arkadaş.


bunalımda değilim. kabullenmek gerekliliği her geçen gün daha ağır basıyor gibi. sanki. artık, yaşadığım durumun veya içinde bulunduğum zayıflığın tek sebebinin dayanılmaz aşk acısı değil de, -bana göre- ani olan ayrılığın içimde kalmışlığı olduğunu düşünüyorum. sabahına uyandığım her gün, bu fikir biraz daha yatıyor kafama ve kendimi çok daha iyi olmasa da daha iyi hissettiriyor. cidden. hâl böyleyken, daha iyi hissedebilecekken, neden kötü hissedeyim değil mi? eşek miyim ben :)

sana "halâ" aşık olup olmadığımı bilmiyorum. öyle sikindirik -silindirik değil- bi durumun içindeyim. birkaç hafta önce olsaydı sanırım halâ aşığım derdim. ama umduğum şey başıma geldi ve samsun'a gelmem işe yaradı. artık hakkında daha az düşünüp daha az kafa yoruyorum. daha az kafaya takıyorum. ve artık eminim ki, bundan sonra beni gördüğünde, dışarıdan fark edemesen de içimde çok farklı şeyler hisseden bir ben göreceksin. belki de görmeyeceksin. çok da sikimde gerçi. :)

hani bi avuntu tarzı vardır ya. dışarıya umurumda değil deyip içten kan ağlarsın. yok lan, valla öyle hissetmiyorum. çünkü ilk zamanlar öyle hissediyordum. uçurumdaki geceyi hatırlarsın. elinde fotoğraf albümü olan malum akşamı. heh o zaman öyle hissediyordum yani. kendimi bile kandırmaya çalışıp 'umurumda değilsin' imajı çekiyordum herkese her şeye.. ama şimdi öyle değil.

artık düşündüğüm tek şey, nasıl daha iyi olabileceğim. ve bunda samimiyim. yaklaşık 4 aydır falan ilk defa kendimden bu kadar eminim hatta.

ama ben de insanım ya bi yerde. "tekrar seni gördüğümde eski günlerime dönmemek umuduyla." diyorum. dahası da gelmez zaten elimden. ;)