16 Mart 2011 Çarşamba

Birbirinden çok farklı iki hayatın kesiştiği kavşaktayiz bu gece.
Yol kenarında iş bekleyen orospular misali, sabırsızım yine..
Soğuktan titriyorum belli belirsiz.
Üzerimde yazlık bir gömlek, bozkır kışında yürüyorum..
Hiç olmadığı kadar yakıştı bu gece giydiklerim.
Ama hiç olmadığı kadar da üşüyorum senin yanında.
Soğuk, yalnızca bir araç titriyor olmamda halbuki.
Asıl sebep; yanımda, sadece suretinin olması.
Kabullenemiyorum.
Soğuktan titriyor olmayı yediremiyorum,
yalnızca suretin olsa bile yanımda.
Usul usul yok olduğun geliyor aklıma hafızamdan.
Titriyor olmam, ondanmış gibi geliyor.
Sonra ayılıyorum bir an,
kış uykusundan uyanmış gibi,
beynim soğuktan donmuş gibi.
Anımsıyorum sevgilim,
elim bir trafik kazası sonucu seni kaybettiğimi.
Duygularımızın zincirleme birbirine girdiği o tem otoyolunda,
o kıyamet habercisi yerde,
seni kaybettiğimi hatırlıyorum.
O cehennem yeşili gözlerinde hissettiğim korkuyu hatırlıyorum.
Korkuyu ve nefreti.
Kaza sonrası,
üzerimde yazlık bir gömlek,
kavşakta yürürken buluyorum kendimi..
Gerisini zaten biliyorsun ya..

Hiç yorum yok: